30 Mayıs 2011 Pazartesi



gezin.. bu kadar.. canım sadece kendime gezin demek istedi.. gezin.. öpmedim hiç..

23 Mayıs 2011 Pazartesi

ne guzel ?



ucmak guzel
yurumek guzel
anneannemin cilek hosafi ve nike coraplari guzel
kokorec, midye tava, incide profiterol guzel
asmalida dostlarla icmek guzel
kuledibi, cihangir, bebek guzel
arnavutkoyde kimse olmamasi bile guzel
kadikoy guzel
yurumek guzel
eski dostlarla eski tadi yakalamak guzel
yeni yeni barlarda sevmedigim muzikleri dinlemek guzel
gumuslugun beni ozlemesi
benim gumuslugu ozlemem guzel
mfo konseri guzel
ali desidero guzel
yurumek guzel
terkos guzel
acik mutfak guzel
esra, belen, dila, murat, gurkan, can, cagdas, derya, gokhan, yasar, özlem, yazgulu, irem, sevval, sarp.. guzel

hatiralarla barismak guzel


istanbul..
ucaktan indigimde yuzumde kocaman bir gulumseme,
ama donuste her zaman daha buyugu..


gorusmek uzere guzel,

13 Mayıs 2011 Cuma

a-ah..

güzel bir gece, uykuluk rakımla bilgisayarın önünde bağdaş kurdum.. beirut 'nantes'i söylüyor, volüm yüksek, ben dinginim. yemek yendi, bulasıklar yıkandı, evin kalanı leş gibi ama olsun, hayvanlar doyuruldu, Kişi kedinin artıklarıyla karafatmalar da doyuyor şu an hatta, bobi masanın altında uyuyor, bugün atölye çıkısı onu limon'a götürmedim diye bozuk bana sanırım.. yarın alırım gönlünü, bir haftalık yoğun çalışma arkası ben de bir perfect martiniyi haketmişimdir belki.. çok depresif yazdıkların diyorlar, bana niye öyle gelmiyor peki, aşk ve hayat hallerini ifade etmenin başka yolunu bilmiyorum, yazdıklarım melankolik olsun ne olur, beni yarın sahilde gördüğünde kocaman sesimle hikayeler anlatıyor, kahkahalar atıyor olacağım..

hayat en boktan olduğu anda bile çok güzel, kediye mama almayı unuttuğunda, dolmuşa zam geldiğinde, dam aktığında, dostların seni anlamadığında, annen sarhoş ve baban uzakta olduğunda, kardeşlerini özlediğinde, gidenlerin ardından yaktığın mumlar söndüğünde, sobanın da elektrikli battaniyenin de ısıtmadığı kış günlerinde, ağustos geldiğinde, kalabalıkta sevdiklerini seçemediğin günlerde, dinlediğinde, yalan olduğunu bildiğinde, terkedildiğinde, aldattığında, hiç umursamadığında, sonra a-ah bi baktığında, en acıklı, sefil halde aşık olduğunda, para bittiğinde, rakı bittiğinde..

olduğu gibi kabul ettiğinde, affettiğinde, af dilediğinde..

en mutsuz ve seslere ihtiyaç duyduğun gecede kesilen elektriğin seni üzemediği kadarsın..

11 Mayıs 2011 Çarşamba

başka bir yol..

genç, güzel, sessiz bir adam, rüyalarını gömdüğünde yeraltı canavarlarından korkmadan, ölümüne içer gibi geceyi, günü ve her saati, 'buralarda, evinden uzakta yok bulabileceğin birşey, ne aş ne de aşk' yazan eflatun bir kağıt parçası uçar evimin terasından....

hissiz omzum, ussuz başım
ben neden az kalmışım?
söyle kimle çoğalırım?