….gumus sularini ruzgarini hatirlatiyor
tadin
muzigi duymuyorum artik
safak isiklarina kadar dansin
uyaninca sen hala kralsin
ve ben de senin tacin…..
Bodrum da olma Istanbul da dogmayim..
Senelerce adamina gore Bodrumluyum ya da
Istanbulluyum diye cevap verdim nerelisin diye sorduklarinda.
Bu yazi benden isteneli 5 gun oldu.
Bilemedim nasil baslayacagimi. Simdi sahilde 2 ilgin arasi bir hamakta
uzanmisim, denize girmis, gunes batarken sahilde uyuyakalmisim, bir soguk
birami dostlarimla icmisim. Yazmak icin uygun bir zaman.
Yarimadanin butun koylrinde yasadim
neredeyse. Gumusluk’u kesfetmek.. yok, kesfetmek degil, Gumusluk’e gelmek 8.
yasima denk geliyor. 89 ya da 90’di annem Bati’da calismaya basladi.ortakent’te
yasiyorduk o zaman, gelip gitmek zor oldugundan Gumusluk’te kaldik o yaz.
Belediye kahvesinin arka tarafi kamp alaniydi, eski tip 2 odali bir cadirimiz
vardi. Bir odada anne, min, ben, bir odada arkadaslarimiz kaliyordu. Kapida
kucuk tup, benim pembe bisiklet ve kucumuz Maruf.. birkac sene once Gumussu
nasil takiliyorsa ben de oyle takiliyordum iste. Gunduz deniz, aksam Bati’da
yemek, sonra musteri bebelerinden bir yandas bulup locada ki yastiklarda
saatlerce debelenmece ve uyku..
….kucuk prens ve cin’i de gumuskoyun tas
sokagi paklar artik. Ya da girer bir agac kovuguna uyurum ilk nergislere kadar.
Uyumak icin yaratildim oyle degil mi?....... (ocak 2005)
Bati’daki 2. senede “locman” da kaldik.
Simdiki dolmus duraginin asagisiydi. O sene deve Ali’yi kesfettim. Simdiki
Cadi’nin karsisinda dururdu, 100bin liraya ordan Gonencyali’ya kadar gezdirid
getirirdi sahibi. Gun icinde 5. kez deveye binmek icin para dilenirdim
annemden.
O yazlardan birinde Flowers ’68 vardi,
Amon’un yanindaki beyaz ev. Kac kisi kaliyorduk hatirlamiyorum. Bahcede sahne
vardi hergece calardi bizimkiler. Min, Semih, Melih, Raci, Deniz, Omer.. O yaz
gelen musteriler hala gorustugumuz arkadaslarimizdir.
Zaten guzel gecen cocuklugumun
Gumusluk’teki en guzel zamanlariydi galiba..
Sonra Belde Pansiyon (hera rest.) .. 11-12
yaslarindaydim galiba. Yine cadirda kaliyorduk, olursa bos odada. O yaz sevgili
dostum desen girdi haytima. Gunduz snorkelle gumusluk sulari, aksam bir asagi
bir yukari sahilde.
Ama her zaman en guzeli kislardi. Bir kisi
yine komun halinda tasev de gecirdik (simdiki Amon) desen’le Cukurbuk’e, koyun
guney ucuna kayaliklara, Kocadag’a uzun yuruyusler yapardik, gece de emraz’i
acar buyuler yapardik. Kardak krizi de o gunlere denk gelir. Yunan once bizi
vurur diye koyde karartma yapilmisti.
Sonra Omer ve Deniz Cukurbuk’e yarimadanin
en guzel evine tasindilar, sahilindeki kucuk taseve de Huseyin. Boylece
Cukurbuk gunleri basladi. Yilbasi partileri, muzik odasi saatleri, dalgalarla
bogustuktan sonra ogle uykulari, Huseyin’in tabaklari kirip ekmekleri calan gelincikler.
Nese, Selo, Gulbin, Paris.. o guzel gunlerin birinde Yunus dogdu..
….kacar gibi sigindigin gumus sular gozunu
aliyor ama kulaklarin hep orada. Seni yeniyor, ezip geciyor o siyrildigini
sandigin ruh halleri. Yanilmak!.. ayiplamak, sonra alisip devirmek kafayi
yastiga. Neden bu tahammulsuzluk, ne ara oldu, kim yaratti? Burasi sandigin
kadar buyulu degil mi ne?.... (subat
2005)
Sonra Gumusluk’e ara verildi biraz, 2 sene
Golkoy’de yasadik.
’98 de Peksimet’e tasindik.. ben 16
yasindaydim, butun derdim Bodrum’da olmakti.
Is ve lise biterken sakinledim koye
dondum.. Yine yazlar Hasmet, Masal café, Sardunya, Limon, Ozak, Peksimet,
Cukurbuk arasinda gecti.
Mutlu oldugum yerlerde sevdigim insanlarla
cok guzel zamanlar gecirdim.
Arkadaslar ve asklar geldiler, gittiler.
Bir baktim ben hep burdayim..
Universitenin 2. senesin de 6 senedir
oturdugum evimi tuttum. Mezun olup dondugumde aslinda nerde yasamak istedigimi
bilmiyorum. Istanbul’a gidebilirdim, gitmedim.
Iyi ki gitmemisim..
2 odali, cardakli, kocaman bahceli evimde
guzel kislar gecirdim.
Aksam isten donulur, soba yakilir, yemek
yapilir, orgu orulur, tv izlenir, 11 olmadan uyunur. Cumartesi geceleri
Bodrum.. Pazar gunleri, biraza gunes varsa sahilde birikir arkadaslar. Bebeler
buyur, hava kararirken bir iki bira icilir. Birkac tanede somine basinda. Sonra
motora atlayip evime. Yalniz oldukca daha da yalniz olmak istersin..
Bu yaziyi bitirirken de evimin bahcesinde
oturuyorum. Gumuskoyumun cazibesini yitirdigi bazi zamanlarda da oldugu gibi
kucuk tas evime cekilip uzaktan bakiyorum yine..
…..gunler geciyor hava hala cok sicak.
Elimin tersiyle itiyorum canimin istemedigi herseyi. Savas. Kimseyle degil
kendimle. Ama cok uysal karsimdaki ben . oyle ki uykum geliyor..sarilip kendime
ruyaya daliyorum. Hoscakal deme zamani gelmis ruyamda. Gumus sakinlige yalniz
bir veda. Icimi isitiyor o turuncu gunes. Gunduz isiginin yaktigi kral yolu
taslarina oturup hayal kuruyorum..
simdi.. ve sonra.. benim ruhum hep orada…
(eylul 2004)