2 Haziran 2012 Cumartesi

gümüşlük postası 1. sayı arka sayfa




….gumus sularini ruzgarini hatirlatiyor tadin
     muzigi duymuyorum artik
     safak isiklarina kadar dansin
     uyaninca sen hala kralsin
     ve ben de senin tacin…..

Bodrum da olma Istanbul da dogmayim..
Senelerce adamina gore Bodrumluyum ya da Istanbulluyum diye cevap verdim nerelisin diye sorduklarinda.
Bu yazi benden isteneli 5 gun oldu. Bilemedim nasil baslayacagimi. Simdi sahilde 2 ilgin arasi bir hamakta uzanmisim, denize girmis, gunes batarken sahilde uyuyakalmisim, bir soguk birami dostlarimla icmisim. Yazmak icin uygun bir zaman.
Yarimadanin butun koylrinde yasadim neredeyse. Gumusluk’u kesfetmek.. yok, kesfetmek degil, Gumusluk’e gelmek 8. yasima denk geliyor. 89 ya da 90’di annem Bati’da calismaya basladi.ortakent’te yasiyorduk o zaman, gelip gitmek zor oldugundan Gumusluk’te kaldik o yaz. Belediye kahvesinin arka tarafi kamp alaniydi, eski tip 2 odali bir cadirimiz vardi. Bir odada anne, min, ben, bir odada arkadaslarimiz kaliyordu. Kapida kucuk tup, benim pembe bisiklet ve kucumuz Maruf.. birkac sene once Gumussu nasil takiliyorsa ben de oyle takiliyordum iste. Gunduz deniz, aksam Bati’da yemek, sonra musteri bebelerinden bir yandas bulup locada ki yastiklarda saatlerce debelenmece ve uyku..

….kucuk prens ve cin’i de gumuskoyun tas sokagi paklar artik. Ya da girer bir agac kovuguna uyurum ilk nergislere kadar. Uyumak icin yaratildim oyle degil mi?....... (ocak 2005)

Bati’daki 2. senede “locman” da kaldik. Simdiki dolmus duraginin asagisiydi. O sene deve Ali’yi kesfettim. Simdiki Cadi’nin karsisinda dururdu, 100bin liraya ordan Gonencyali’ya kadar gezdirid getirirdi sahibi. Gun icinde 5. kez deveye binmek icin para dilenirdim annemden.
O yazlardan birinde Flowers ’68 vardi, Amon’un yanindaki beyaz ev. Kac kisi kaliyorduk hatirlamiyorum. Bahcede sahne vardi hergece calardi bizimkiler. Min, Semih, Melih, Raci, Deniz, Omer.. O yaz gelen musteriler hala gorustugumuz arkadaslarimizdir.
Zaten guzel gecen cocuklugumun Gumusluk’teki en guzel zamanlariydi galiba..
Sonra Belde Pansiyon (hera rest.) .. 11-12 yaslarindaydim galiba. Yine cadirda kaliyorduk, olursa bos odada. O yaz sevgili dostum desen girdi haytima. Gunduz snorkelle gumusluk sulari, aksam bir asagi bir yukari sahilde.
Ama her zaman en guzeli kislardi. Bir kisi yine komun halinda tasev de gecirdik (simdiki Amon) desen’le Cukurbuk’e, koyun guney ucuna kayaliklara, Kocadag’a uzun yuruyusler yapardik, gece de emraz’i acar buyuler yapardik. Kardak krizi de o gunlere denk gelir. Yunan once bizi vurur diye koyde karartma yapilmisti.
Sonra Omer ve Deniz Cukurbuk’e yarimadanin en guzel evine tasindilar, sahilindeki kucuk taseve de Huseyin. Boylece Cukurbuk gunleri basladi. Yilbasi partileri, muzik odasi saatleri, dalgalarla bogustuktan sonra ogle uykulari, Huseyin’in tabaklari kirip ekmekleri calan gelincikler. Nese, Selo, Gulbin, Paris.. o guzel gunlerin birinde Yunus dogdu..

….kacar gibi sigindigin gumus sular gozunu aliyor ama kulaklarin hep orada. Seni yeniyor, ezip geciyor o siyrildigini sandigin ruh halleri. Yanilmak!.. ayiplamak, sonra alisip devirmek kafayi yastiga. Neden bu tahammulsuzluk, ne ara oldu, kim yaratti? Burasi sandigin kadar buyulu degil mi ne?....  (subat 2005)

Sonra Gumusluk’e ara verildi biraz, 2 sene Golkoy’de yasadik.
’98 de Peksimet’e tasindik.. ben 16 yasindaydim, butun derdim Bodrum’da olmakti.
Is ve lise biterken sakinledim koye dondum.. Yine yazlar Hasmet, Masal café, Sardunya, Limon, Ozak, Peksimet, Cukurbuk arasinda gecti.
Mutlu oldugum yerlerde sevdigim insanlarla cok guzel zamanlar gecirdim.
Arkadaslar ve asklar geldiler, gittiler.
Bir baktim ben hep burdayim..
Universitenin 2. senesin de 6 senedir oturdugum evimi tuttum. Mezun olup dondugumde aslinda nerde yasamak istedigimi bilmiyorum. Istanbul’a gidebilirdim, gitmedim.
Iyi ki gitmemisim..
2 odali, cardakli, kocaman bahceli evimde guzel kislar gecirdim.
Aksam isten donulur, soba yakilir, yemek yapilir, orgu orulur, tv izlenir, 11 olmadan uyunur. Cumartesi geceleri Bodrum.. Pazar gunleri, biraza gunes varsa sahilde birikir arkadaslar. Bebeler buyur, hava kararirken bir iki bira icilir. Birkac tanede somine basinda. Sonra motora atlayip evime. Yalniz oldukca daha da yalniz olmak istersin..
Bu yaziyi bitirirken de evimin bahcesinde oturuyorum. Gumuskoyumun cazibesini yitirdigi bazi zamanlarda da oldugu gibi kucuk tas evime cekilip uzaktan bakiyorum yine..

…..gunler geciyor hava hala cok sicak. Elimin tersiyle itiyorum canimin istemedigi herseyi. Savas. Kimseyle degil kendimle. Ama cok uysal karsimdaki ben . oyle ki uykum geliyor..sarilip kendime ruyaya daliyorum. Hoscakal deme zamani gelmis ruyamda. Gumus sakinlige yalniz bir veda. Icimi isitiyor o turuncu gunes. Gunduz isiginin yaktigi kral yolu taslarina oturup hayal kuruyorum..
simdi.. ve sonra.. benim ruhum hep orada… (eylul 2004)