9 Ocak 2017 Pazartesi

Uçuyorum Anne.

dısarı cıktım
ses yok
sigara yok
bira yok
sen yoksun

mehtap var ama karanlik.
Senin varligindan bile karanlik.
Gun dogunca ben yine aydinlaniyorum.
Bir kedin olsa.
Gun gibi sari bir kedi.
Senle dussek ruyamda bu gece.
Uyaninca gecer mi?
Artik birakir miyim gidip gelmeleri? Hatirliyorum.
Askin ve deliligin ve inancin ve yanilginin ve sevismekle ilgili herseyin arasindan fisildadigimi.. 

"ucuyorum anne"


Biraz su biraz tuz birak su masaya bana.

Simdi biraz isim varmis gibi yapacagim.

Dansi ve tamtamları aynı gemiye koyup yanina yollayacagim. 

Yazı duyamiyorum.
Kışı animsamiyorum.
Bahari da.
Sevmek yok simdi.
Biraz su biraz tuz.
Biraz delilik simdi. ...... Bir elma düştü kucağıma.
Kırmızı ve istenmemiş.
Mevsimim gelince her meyve ilham veriyor.
Adını anmazdım.
Ağzıma sürmezdim.
Ben seni sevmezdim halbuki.
Bir vakit küçüktük.
Birbirimize değmez geçerdik.
Soğuktu.
Ateşler yanardı ama içi üşürdü aşıkların.



Henüz öğrenmemiştik kendinize onların gözleriyle bakmayı....

Cok kibar bir hissin kaba bir kelimeyle anlatilisi gibi bugun hava.
Anla beni diyor bir ses.
Kisa isimleri cok severdim.
Nese de kisa sayılır.
Gel.
Git.
Ay.
Ama medcezir oyle mi?
Tuz ve su yalan soyler mi?
Söylenmemiş sözlerimize üzülmeyelim sonra.



Sana verdigim kelimeleri kaybettin. Fotograflari yaktin.
Hep gunesten.
O gunese pembe ucuz gozluklerimin ardindan bakmak zararliydi da
cirilciplak kumlara uzanmak
dikmek gozumu yasakti da
sevismek delirmek gunahti da
niye geldim bu adaya?
Bu benim orospu adam.
Bu benim gunesim canim.
Evet iyi olacagim.
Yok eger olamazsam sendekini calacagim.


(nisan 2016)