25 Nisan 2010 Pazar

why not..

yorgunum..
tam kira zamanı geldi, faturalar var ama para yok derken iş geldi. hem de peşpeşe.. şimdi yine akşamlara kadar atölye..
peki mavradan geri kalıyor muyuz? asla!
o yaptığım listeyi 1 ay erteledim. önce şu iş bitsin..
merkür geri gidiyormuş diyorlar. anlamadım, iyi mi kötü mü? sen mutsuzsan git biraz ötede otur noolur. düşürme beni. mutluyum ben!

ben yaklaşık bir senedir 27 yasındayım. ne müthiş bir şeymiş 27 yasında olmak. gecen sene eklisia daki dogumgunumde konusulmustu o 9 senelik dönüşüm hikayesi. 27 önemli demişlerdi. cok büyük değişiklikler olacak bu sene hayatında demişlerdi.
oldu mu? bilmem. evet galiba. gümüşlüğe dönmek ne doğru bir kararmış, evimi ne kadar özlemişim, ben senelerdir yalnız kalmamışım. meğer ne çok ihtiyacım varmış..
dost meclislerinde soruyorum arkadaşlarıma. bekarlık ne güzelmiş meğer, niye uyandırmadınız beni bunca senedir? diye.. işimi severek yaptığımı kaçıncı kere farkettim, kazandığımın yettiğini..
nasılsın diye sorduklarında ve ben ŞAHANE diye cevap verdiğimde suratları ekşiyen, olmamış insanları hayatımdan bir bir nasıl çıkardım.. nasıl geçmiş o yaz, içim daralmış evet ama nasıl renkli ve yepyeniymiş. geleni, gideni, acıyı, tatlıyı olduğu gibi kabullenmek hayatımın 27. senesinde yine önümü açmış.. beklentisiz olabilmek için biraz gözyaşı gerekmiş ama olsun.
kaç günbatımını, kaç soba başı sıcak şarabı, kaç çimler üstü mangal keyfini, kaç sarhoş gece arkası kahve buluşmasını paylaştım bu kış..
bir de beraber büyüdüğüm canım ciğerim bir tomar arkadaşım döndü büyük şehirden.. daha da renklendi 27 yaşım.
gözlerinin içi gülüyor diyorlar. doğru. çok şey değişti..
bana bir soru sor..
cevabım - neden olmasın! olacak..

Hiç yorum yok: