31 Mart 2010 Çarşamba

better without you..

sometimes ı tell myself...
cümleler kemiriyor ama söyleyemiyorum. tahammülsüzlük had safhada yine. o beklediğin, umursadığın anlar gelip çatınca bir sarhoşluk.. ani! etkili.. nispeten uzun süreli.. ama bir o kadar da çabuk mu geçiyor ne? hayal gibi.. yorganın altında çırılçıplak ''perfect timing'' in sektelerine küfürler yağdırırken neredeydi aklın, kalbin? kaçar gibi, sığındığını sandığın o gümüş sular gözünü alıyor. ama kulakların hep orada. seni yeniyor.. ezip geçiyor o sıyrıldığını sandığın ruh halleri.. yanılmak! ayıplamak! sonra alışıp devirmek kafayı yastığa. neden bu tahammülsüzlük? ne ara oldu? kim yarattı? burası sandığın kadar büyülü değil mi ne?
sometimes ı tell myself..
getiremiyorum devamını. hep aklımda. hep dilimin de ucunda. ellerimde.. ama yazmamalıyım. bu da o büyülü sözler gibi kağıda geçtiği anda gerçek olacak. alıp uçuracak seni uzağa. zaman, mekan, ondan sonra hepsi yalan. sekmeler, tekmeler, itip kakmalarla seneler geçiyor. ama olmuyor. o ilk sahneler aklımda bile belirmiyor..
sinsi sinsi dolanıyorum.
sinsi, sihirli değneğimi kapıp motoruma atlıyorum..
bir burdayım, bir yokum..
budur olması gereken..
en güzeli..
sometimes ı tell myself ı'm better without you..

2005 Bodrum

Hiç yorum yok: