3 Nisan 2011 Pazar

kusura bakma..


kapat televizyonu. ışığı. müziğin sesini aç. rakı koy kendine bir kadeh. mutfak girince sağda. buz kalmamış kusura bakma. dün sobayı kaldırmıştım son 5 senedir olduğu gibi yalnız, ve 3 nisanda. kurumlar uçuşuyor bahçede lodosla. kusura bakma. kapat kadehin üzerini şu kitapla. naber. ne kadar oldu görüşmeyeli. nerelerdeydin. neden aramadın. gelmedin. çok mu soru soruyorum. kusura bakma. sahilde tanıdık bir evde uyandım bu sabah. geldiğini hissetmiş gibi hava kapkaranlıktı. şimşekler çakarken iskelenin yanında, çardağın altında kahkahalar atarak hazırlıyormuşum kendimi geceye meğer. aslında seni arzulamayan birinin öpücüğü kadar yavan bir geceye. sert mi konuşuyorum. kusura bakma. önce bir limonlu bira içiyorum beni koyduğun yerde. beni bıraktığın gibiydim, bulduğun gibi değil. yak kendini. elini, gözünü, dilini tutma. bırak yollar açılmamacasına kapansın. yataklardan yerlere kumlar saçılsın, duvarlar yıkılsın, yüzler kızarsın. bırak ben toplarım masayı. sen git artık. geç oldu. kusura bakma.

Hiç yorum yok: